Yol Aşkı Seyahat ve Gezi Rehberi'ne Hoşgeldiniz

Home » İletişim & Hakkımızda

İletişim & Hakkımızda

“BASINDA YOL AŞKI” İÇİN TIKLAYIN!

 1. Yol Aşkı Vizyon ve Misyonu

Yol Aşkı Vizyon ve Misyonu: Seyahat ve gezi kültürü hakkında edindiği tecrübelerle, yolculukların en az zaman ve maliyet ile en verimli ve tatmin edici şekilde geçmesini amaçlar.

Gezi planlamaları yaparak planlanan rotalarla ilgili etkin yol haritalarını oluştur. Aynı zamada kaliteli ve güncel içerik üreten bir seyahat rehberi olmayı hedefler.

Blogdaki tüm bilgiler, seyahat dostlarını yormadan, pratik gezi ipuçları ile gezilecek yerler hakkında hap bilgiler sunmaya çalışır.

Yol Aşkı – Giriş

Yaşadığım deneyimler, zorluklar ve çıkış yollarıyla ilgili olan tecrübelerime ait bu yazının, ihtiyacı olanlara ilham olması dileğimle…

  • Deneyimleriniz sonucu elde ettiğiniz pozitif düşünceye çevirmeniz ve hayata uyarlamanız nasıl gerçekleşir?
  • Hangi aşamadan sonra istediğiniz her şeyi yapmaya karar verebilirsiniz?
  • Seyahat sizin için özgürlük demekse, kısa ömürdeki bu en çok istediğiniz şeyi neden öteliyorsunuz?
  • “Özgürlük, yapmak istediklerini yapmak değil, yapmak istemediklerini yapmamaktır“… felsefesinden yola çıkarak önünüzdeki engellerden nasıl kurtulursunuz?

Aslında hayata dair negatif algıladığımız bir çok şeyin çıkış noktası aşağıda bulacağınız “Yol Aşkı El Kitabı!..”

Öncelikle onu okuyup eğer kişisel enerjinize inanıyorsanız bu yazının devamını getirin. Yoksa burada okumayı bitirin…

2. Yol Aşkı El Kitabı

İşte, siz güzel insanlara ve özellikle de işe güce dalıp “hayatını erteleyenlere” ilham vereceğini düşündüğüm yola çıkış hikayesi “Yol Aşkı El Kitabı!”

Yol Aşkı El Kitabı

Tarih 07.07.2007…

Daha önce hayatında hastalık nedir bilmeyen babamızın ilik kanseri olduğunu öğrenmiştik…

Bu tarih hayatımın dönüm noktası diyebilirim. Zira, başınıza gelen felaketlerin sizi nereye götüreceğini hiç bilemiyorsunuz… Kontrolün sizde olmadığını idrak edebiliyorsunuz… Gerçeklerle yüzyüze kalıyorsunuz…

Hepimizde şok etkisi yaratan bu olaydan sonra işin tedavilerini araştırmaya başlamıştık. 1 ay süren meşakkatli ilik nakli sürecinde çokça zor zaman geçirdik. Hastalık sürecini yazarak konuyu detaylandırmayacağım. Ancak geçirdiğimiz onca hastahane anlarının insan hayatındaki önemine değinmem gerekiyor.

hakkımızda roma

Kaderinize razı olmak; iyileşmek üzere can çekişmek gibi… Yenilgiyi kabul etmeyen bünyelerde reaksiyonu çok fazla oluyor…

Allah kimseye göstermesin ancak kemoterapi sürecini yaşayanlar veya gözlemleyenler bilir. Bir odada, topluca aynı kaderi paylaşan hastalara ilaçları enjekte edilir.

Aylarca devam eden ve haftanın belli günleri aynı ortamda toplanan hastalar, sohbet eşliğinde birbirlerini motive etmeye çalışırlar. Yakınları da dışarıda diğer hasta yakınlarıyla dostluk kurarlar. Yiyip içtikleri ayrı gitmez. Birbirlerinden her daim haberdardırlar.

Çünkü kötü gün dostları olmuşlardır. Hayatın önemini anlayan insanlar olarak birbirlerine çok daha şefkatli ve ilgili yaklaşmışlardır. Tedavi süreci bittiğinde dahi ilişkilerini koparmazlar.

…ve bir gün;

Hastahanede tanışıp kaynaştığım hastalardan birini arayıp hal hatır sormak istemiştim. Kendisine ulaşamadığımda, hastaneden bilgi almak istedim ancak başarılı olamadım. Ertesi gün benzer bir durumla karşılaşınca, bizzat doktoruyla konuşmak için hastahaneyi aradım.

Bana verdikleri tokat gibi cevabı hiç unutamıyorum…

– “Hastamız ne yazık ki geçen hafta ex oldu…

Oysa daha evvelsi hafta birlike kantinde tost yiyip sohbet ediyorduk!..

Telefonda kalakalmıştım… Aynı şey her an hepimizin başına gelebilecekken, sonsuz zamanımız varmış gibi hareket ettiğimizi bir kez daha anladım.

Epey sonra kendimi toparladığımda, kendi hayatımı gözden geçirdim. Zira artık hayatta olmayan ve o ana kadar yaptıkları ve yapamadıklarını benimle paylaşan birçok insana şahit olmuştum.

Bu arada babam için elimden gelen her şeyi yapmaya gayret gösterdim. En iyi koşullar için tüm detayları düşündüm.

O’nu ben iyileştireceğim sandım!..

En iyi doktorlar, hastaneler, ilaçlar, dualar… Tıbbın sağladığı tüm imkanların en iyileri O’nu iyileştirecekti; emindim!..

Hatta alternatif tıp için dahi tüm gerekenler yapıldı. Bitkisel ilaçlar ve disiplinle uygulanması ve takip edilmesi gereken onlarca şey… Attığımız bu adımlar tıbbi sonuçları değiştirmese de, hepimizde gözle görünür bir güçlenme ve pozitif bakış açısıyla çok daha az hasarla günlerimizi geçirmemizi sağladı.

Yaşanacak kötü süreçleri veya bizdeki etkilerini minimum etkilenerek atlattık. Çevremdeki insanların enerjisi de değişmeye başlayınca işler biraz daha yolunda gitti ve teslim olduğumuz o anlarda işlerimiz daha yolunda gibiydi.

ürdün gezi rehberi

İdrak...

Bu travmalardan sonra gördüm ki, zamana yaydığım ve ertelediğim olaylar o kadar çoktu ki? İstediğim irili ufaklı onca şey varken neyi beklediğimi düşündüm ve yazımda bahsettiğim soruları hazmetmeye çalıştım.

Son aşamam ise reiki ve meditasyon öğrenmek oldu. Böylece hastalığı dört bir yandan kuşatıp yenebileceğimizi düşünüyordum. Reiki, meditasyon ve olumlama seminerleriyle ise hasbelkader bir arkadaşımla sohbet ederken tanışmıştım.

İnsanın ihtiyaç duyduğu şeyi çektiği kesin!.. 

Tam o aşamada biraz durmam gerektiğini anladım. Olumsuz etkilere odaklanmalarım, korkularım, bilinçaltına ittiklerim, sevgiye dönüştürme denen yeni ve çok yabancı olduğum bir ton güzellik…

Büyümek bu olsa gerek…

Zamanla şunu idrak ettim ki; ilahi akıştaki güce teslim olunca, daha fazla birşey yapmak zorunda kalmıyorsunuz. Pürüzler kendiliğinden yok oluyor. Enerjiniz ölçek atlıyor. Başta kendiniz değişiminizin farkında oluyorsunuz.

Akabinde çevrenizden gelen olumlu tepkiler bunu pekiştiriyor. Zaman geçtikçe durumunuzu kanıksıyorsunuz ve bunu bir yaşam tarzı haline dönüştürüyorsunuz.

Yeni bir hayatınız oluyor. Boğucu enerjilerden uzak bir hayata adım atıyorsunuz. Daha önceki seviyenizi şimdikiyle kıyasladığınızda, değişimi ne denli büyütebildiğinizi görüyorsunuz.

Ve tabii ki önce kendinizi takdir ederek ve mevcut hayatınıza sürekli şükrederek bu sürekliliği oluşturuyorsunuz… Zira yerinizde olmak isteyen milyonlar varken, içinde bulunduğunuz durumu dünyanın sonu olarak addetmemek gerekiyor.

bozcaada gezi rehberi

Tek başınıza kaldığınızda…

Bizler, birey olarak yalnız olsak da her birimiz inanılmaz güçlü karakterleriz. Kimse biriyle daha güçlü olmuyor ancak olduğunu düşünüyor. Aslında kendi enerjisini başkasına endeksleyerek akıştaki hızını yavaşlatıyor. Unutmayalım ki iyi veya kötü zamanlarımızı yine kendimiz yaratıyoruz. Zamana, mekana veya birine bağlı kalmadan, her an her istediğimizi yapabilecek güçteyiz.

Bilinçaltında yatan yalnızlık korkusu, biz ondan kurtulmadıkça istemediklerimizi yaşatmaya devam ediyor.

Çaresizlik, güvensizlik, değersizlik, parasızlık, yok olma, suçlanma, beğenilmeme ve daha onlarcası hayatımızdaki yerini alıyor.

Tüm bunlardan nasıl kurtulunabileceği, nasıl sevgiye dönüştürülebileceği konusu apayrı bir konu olur ve üzerinde blog yerine kitap yazmak gerekir. Detaylarını ve çözümsel aktiviteleri özet halinde sonra yazabilirim ancak tek yapmamız gerekenin, kendimizi keşfetmek ve farklı bir bakış açısıyla enerjimizi değiştirmek olduğunu söyleyebilirim.

Bu noktalardan yola çıkarsak; fabrika ayarlarımızdan başlayan hayatımıza, yukarıda yazdığım korkuların karışmasına sebep oluyoruz. Bu korkuların olumlama tekniği konusunda bilgi almak isteyen dostlar olduğunda ayrıca paylaşabilirim.

Tıpkı sevgi gibi, korku yüklemeleri de bulaşıcı…

Binlerce olayın ve insanın etkisiyle, doğuşta bize öğretilmeyen/yüklenilmeyen korkularımızı öğrenmeye ve bunlar için savunma mekanizmaları üretmeye başlıyoruz. Herkesin yaşadığı travmatik bir dönemde, bu korkular sendrom halinde ortaya çıkıyor ve başta kişinin kendisini etkisizleştiriyor. Akabinde güvensizlikler ve samimiyeti olmayan davranışlar ortaya çıkıyor.

Bunların en iyi ilacı, hafızanızdaki saplantıları, pişmanlıkları, insanları veya keşkeleri “serbest bırakmak” ve onlardan zihnen ve kati şekilde uzaklaşmak…

Unutmayın; eskiyi bırakmadıkça yeni ve güzel enerjilere de ulaşmak çok güçleşiyor.

Kısaca biraz “oluruna bırakın!” 🙂

Felsefe “Akışla barışıklık” olsun. Direnç göstermeden size gelecek her şeyi sevgiyle kabul ederek yaşayın ve akan kısa hayatta isteklerinize odaklanın…

Sevgiyle…

Hakan DURSUN

Facebook Seyahat Grubumuza Katılmak İçin Tıklayın

Facebook Yol Aşkı Sayfası İçin Tıklayın

Instagram‘da birlikte gezmek için ise Buradayız