Yol Aşkı El Kitabı
“Yol Aşkı”ndan hepinize merhaba…
- 1 Yol Aşkı El Kitabı
- 1.1 1. Giriş
- 1.2 2. “Yol Aşkı” Blog Neden Oluşturuldu?
- 1.3 3. Hayatınızı Etkileyecek Mucizeleri Nasıl Ortaya Çıkaracaksınız?
- 1.4 4. Bu blog neyi amaçlıyor?
- 1.5 5. Rutin ve Negatif Hayatı Nasıl Pozitife Dönüştürebilirsiniz?
- 1.6 6. Sihirli Sözcük “Huzur”a ulaşmanın sırrı:
- 1.7 7. İşte Harekete Geçmek İçin İhtiyacınız Olan En Etkili 9 yöntem:
- 1.8 8. Motivasyon ve Mutluluk İçin Yol Haritanız Ne Olmalı?
- 1.9 9. Sıkıntıların Önüne Geçmek İçin Ne Yapmalı?
- 1.10 10. Endişelendirmek gibi olmasın ama?!
- 1.11 11. “Korku” ve “Keşke”lerimizden Kurtulma Yolları…
- 1.12 12. Özgürlük deyince…
- 1.13 13. Aldanmayın…
- 1.14 14. Kırılma anlarına dikkat!..
- 1.15 15. Tesadüf sandıklarımız…
- 1.16 16. Rahat olun; kontrol sizde değil…
- 1.17 17. Mutluluğun tabiatı…
- 2 …ve Sahne Sizin…
Anlatmaya başlamadan evvel, bu blog’u oluşturmamdaki sebepleri yazmak ve düşüncelerime, tercihlerime, yol haritama, kısaca tüm hayatıma katkınız için herkere teşekkür etmek istiyorum.
Hepiniz iyi ki vardınız; iyi ki varsınız…
1. Giriş
Önsöz olarak şu sorularla yazıya başlayalım:
- Hep kendi kendimizi hapsetmiyor muyuz zaten bu hayata? Bir çok şeyi erteleyen bizler değil miyiz kendi isteğimizle?
- Kendimizi yine en iyi bizler tanıyorken, bile bile “lades” dememiş miyizdir kim bilir kaç kez?
- Özgürlük bir adım ötedeyken niçin kendi zincirimizi açmamışızdır?
- “Bağlılıkla” “bağımlılık” arasındaki ince çizgide boğulmadık mı defalarca?
- Bir çok kez dersimizi almadık mı hayatı kontrol etmeye çalışırken?
- Plansız ve akışında yaşamak gerektiğini öğretmedi mi hayat bizlere o sıkı tokadını attığında?
- … ve tabii ki her halimize şükretmeyi gerektirmedi mi yaşadıklarımız?
İşte tam da “şu an” bir fırsat dostlar!.. Akışla barışık halde, isteklerimizle uyumlanmaya çalışalım. Bunun tek anahtarı ise 99% değil; 100% istemek!
…ve bu isteklerimizin “Farkında olup” sadece kendimize kulak verelim. Daha da geç olmadan arzularımızı gerçekleştirelim.
Şükredelim ve bize bahşedilmiş bu kısa ömrü “keşke”siz değerlendirenlerden olalım.
Çünkü keşfetmek, özgürleşmektir. Özgürleşmekse her şey…
Tadını çıkarın!..
2. “Yol Aşkı” Blog Neden Oluşturuldu?
Hayatın büyük ölçüde keyif almak ve kendini mutlu etmek olduğunu düşünen biri olarak sık sık seyahat ediyorum.
Farklı kültürlerde yüzden fazla ülkede bulundum. Kişisel gelişime duyduğum ilgi nedeniyle hayatıma farklı bir boyut girince, seyahatlerle insanın içsel dünyasının paralelliğini anlatan hikayeleri www.yolaski.com adresindeki Yol Aşkı seyahat bloğunda toplamaya karar verdim.
Bunların yanına, gezerken herkesin hem para hem de zamandan tasarruf ederek kaliteli bir seyahat yapması amacını da yapacaklarım arasına ekledim.
Eminim sizlerin de insanlara fayda sağlayacak engin tecrübeleriniz var ve bir adım atıp paylaşmanızla birlikte, tanımadığınız birçok kişiyi harekete geçireceksiniz.
Şimdiden emeğinize sağlık…
3. Hayatınızı Etkileyecek Mucizeleri Nasıl Ortaya Çıkaracaksınız?
İlk önce “mucize”nin kendimiz olduğunu kabul edelim… Her güzel şeyi harekete geçirenler yine bizleriz. Şu an benim yaptığım şey, sadece bildiklerimi paylaşmak ve içinizdeki enerjiyi harekete geçirmek…
Siz sadece bir adım atın; gerisinin nasıl da güzel ve hızlı geldiğine inanamayacaksınız…
Bunları okuyanların, kendilerinde var olan, ancak farkında olmadıkları bir çok gücü hayata geçireceklerini düşünüyorum. Zira büyük çoğunluğumuz, birçok şeyi erteleyerek şu kısa ömürdeki güzellikleri deneyimleyemeden yaşlanıyor ve “yarına kalma” dediğimiz motivasyondan uzak kalıyor.
İş hayatında olduğumuz için de gerek zaman, gerekse sorumluluklardan ötürü fırsatları da kaçırıyoruz. Oysa minik kaçışlar dahi bize bir nefes oluyor, yaşam hazzını yükseltmeye yetiyor… Yaşamdan tat almaya ve zamanı yavaşlatmaya ihtiyacımız var.
Zaman içinde biriktirdiklerimi paylaştığımda, bunları okuyan bir kişi dahi kendi hayatını pozitif yöne döndürebiliyorsa, buna vesile olabileceğim için güçlü heyecan duyuyorum.
4. Bu blog neyi amaçlıyor?
Blog’daki ana tema, “nerelere gidilip neler görüldüğü, neler yenilip neler içildiği” gibi tekdüze konulardan ziyade, aslında farkında olmadığımız içsel dünyamızdaki tıkanmaları ortadan kaldırmak ve tutsak yaşadığımız hayatımızı geri almak üzerine kurulu…
Şu an okuduğunuz yazı, üzerinde çok düşünülmüş ve hayatınızı gözden geçirmenizi sağlayacak bir yazı.
Umarım keyifle okuyacaksınız…
5. Rutin ve Negatif Hayatı Nasıl Pozitife Dönüştürebilirsiniz?
Hayatın gerçeklerine baktığımızda, genel gidişatımızı daha çok olumsuz olarak görüyoruz. Kiminle konuşsak depresif, kime selam versek hep şikayetçi…
Herkesin birbirini iyi ya da kötü yönde etkilediği yaşam çizgisinde negatife meyilli olduğumuz da kesin…
Hayatlarımızda hepimizin birer kırılma anı var.
Bu kırılmaları bazen bir aşkla, bazen bir hastalıkla, bazen bir ölümle ve bazen de hiç aklımıza gelmeyen bambaşka bir nedenle yaşıyoruz. Kurumsal köleliklerimiz, bizi olduğumuz yere sımsıkı bağlıyor ve hayatı giderek daha boğucu hale dönüştürüyor; bunaltıyor ve hatta öldürüyor…
…sanıyorsanız aldanıyorsunuz…
Tam şu anı bir yere not edin! Çünkü tam şu an bu sayfayı sonuna kadar okuyan birçok insan, kendi değişimini yaratıyor olacak!..
6. Sihirli Sözcük “Huzur”a ulaşmanın sırrı:
- Peki, biz denizin derinliklerinde boğuluyorken ve artık önümüzü neredeyse göremez hale gelmişken nasıl olacak da hayatta hepimizin aradığı “huzur”u bulabileceğiz?
- Rutin hayatın gereksinimlerine ayak uydurmak ve mecburiyetlere kölelik etmekten başka ne yapıyoruz?
- Başkalarını veya bizden daha önemli olmayan şeyleri daha ne kadar hayatımızın odağında tutacağız?..
…ve kendimizi buruşturup atmamıza sebep olan onlarca benzer soru…
Lütfen yazının ilerleyen bölümlerinde ve özellikle sonunda, gözlerinizi kapatıp bu soruları kendinize bir kez daha sorun.
Çünkü bu kadar kısa bir sürede; önce düşüncelerinizi, sonra hayatınızı nasıl değiştireceğinize karar vermiş olacaksınız…
İşte tam da yukarıda anlatmaya çalıştığım bu zorunluluklar nedeni ile çevremizde genellikle benzer yaklaşımları ve kaygıları olan insanlar görüyoruz. Hepsi de konuştukça birbirlerini negatif etkiliyor. Özellikle de hayatı ertelediğimiz onlarca isteğimizin altında boğuluveriyoruz.
“Çoluk çocuk büyüsün, okula bir başlasın… Şu işi de bitireyim de, öyle tatile çıkarım… İstediğim evi alabilmek için biraz daha para biriktirmem gerekiyor…” ve daha niceleri…
Sonra yaşamından bir kesit aldığın tek bir anda, bir de bakıyorsun ki çocuklar, lise, üniversite dönemlerine ulaştı derken hayatında sağlık sorunlarıyla uğraştığın dönemlere girmişsin bile…
7. İşte Harekete Geçmek İçin İhtiyacınız Olan En Etkili 9 yöntem:
- Tatilinizi işinize göre değil; işinizi tatilinize göre planlayın.
- Sorumlulukları boş vermeden öncelikle kendinize vakit ayırın. Birey olarak çok değerlisiniz ve bunu hakediyorsunuz.
- İşlerinizi bir müddet de olsa delege edin. Unutmayın; siz yoksunuz diye hiçbir şirket batmaz veya işleriniz aksamaz.
- Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışmayın. Böyle bir dünya yok. Teslim olun ve teslimiyetin dinginliğini yaşayın.
- Kendinizi mutlu edecek motivasyonlar yaratın. Bir tatil veya ileri tarihli bir uçak bileti alın ya da hep istediğiniz o kursa yazılın.
- Kendinizi geliştirin ve değer katın. Rutinden sıyrılmak, çevrenizdeki kabuğu değiştirmek ve değişik kitlelerle sosyalleşmek istiyorsanız farklı zevkler edinin.
- “Ben yaptım; oldu” felsefesini edinin. Harekete geçmek için en etkili yöntem “kendinizi mecbur bırakmak”tan geçiyor. Ne demek istiyorum? Kısaca şu: İstediğiniz şeylerin gerçekleşmesini istiyorsanız, yapabileceğiniz ölçüde belli ödemeleri hemen gerçekleştirin. Bir uçak bileti, bir otel rezervasyonu, bir İspanyolca kursu gibi…
- Yapmak istediklerinizi ertelemeden hızlı ve kararlı adımlar atın.
- Kimsenin onayını almayın; kendinizi başkasının planına uydurmaya çalışmayın. Kendinizi yaşamın tereddütlerine alet etmeden plansız ve ani kararlarla pimi çekip bombayı patlatın.
- İstediklerinizi gerçekleştirmek için kendinize bir zaman limiti koyun ve bunu aşmayın.
- Tüm bunları hayatınıza uyarlayıp hızlıca uygulamaya koyun ve keyfini çıkarın. İnanın sonuna kadar işe yarayacak!
8. Motivasyon ve Mutluluk İçin Yol Haritanız Ne Olmalı?
Yukarıdaki maddeleri uygulamaya başladıysanız işin en zor kısmını atlattınız demektir. Çünkü içinizdeki enerjiyi harekete geçirmekle özgürlüğünüze ilk adımı atmış olacaksınız.
Hayata dair tüm sorumlulukların her daim peşinizde olacağınız varsaydığımızda, bundan sıyrılmak için hepsini bir anlığına da olsa bilincinizin gerisine atmaya çalışmanız gerekiyor.
Tıpkı kendisini anne ve babasının kollarına bırakan bir çocuk gibi, siz de sorumluluk düşünmeden akışın ortasına bırakın kendinizi…
Hayatın bize dikte ettiği “iş” olgusu, ne yazık ki hepimizin bir ayağını zincirliyor. Bu sebeple işten kalan zamanlara kendimizi tazeleyecek kaçışları istesek de yapamıyoruz.
9. Sıkıntıların Önüne Geçmek İçin Ne Yapmalı?
İş hayatında sizi zorlayıcı karakterler ve iş takvimi da olsa, resmi tatilleri önünüze koyarak bir yıl sonrasının tatil ajandasını bir önceki senenin sonunda yapmanızı öneririm.
Tatil planlarınızı net olarak yapmasanız da, bu sizi hem o tarihler kaçış için zorlayacak, hem de kafanızı rahatlatacak. Üstelik uygun bilet ve konaklama seçenekleri için de fırsat yaratmış olacaksınız.
Dostoyevski’nin dediği gibi… “Kolay ve rutin bir saadet mi, yoksa enerjinizi yükselten bir ızdırap mı daha iyi?”…
Buna siz karar verin…
Mutluluğun formülü için en etkili yol pozitiflik... Bunu sağlayan en önemli unsur ise etrafınızda her zaman pozitif insanları barındırmaktan geçiyor. Enerjinizi harekete geçiren dostlar seçmeye özen gösterim derim.
10. Endişelendirmek gibi olmasın ama?!
Unutmayın, yaşlanıyoruz…
Her geçen gün sağlıklı hücrelerimiz bizi terkediyor. Normal bir şekilde yiyip içebilen, yürüyebilen ve nefes alabilen biriyseniz, binlerce kez şükredin. En önemlisi de potansiyelinizin ve var oluşunuzun farkına varın.
Aslında sandığınızdan çok daha güzel bir hayatınız var. Sadece bilinçaltınız o kadar çok kontrol sizde olsun ve o kadar çok “en mükemmeli” sizin olsun istiyor ki, bu girdaptan kurtulamaz hale geliyorsunuz zamanla.
Dilediğiniz birçok şeyi gerçek hale dönüştürmek sizin elinizde.
Her istediğinizi yapabilecek güçtesiniz. Bugüne kadar 100% isteyip de yapamadığınız hiçbir şey olmadı; bunu siz de biliyorsunuz. Hayatınızdan örnekleri düşündüğünüzde, bunun sağlamasını yapabilirsiniz.
Siz yeter ki 100% isteyin ve içinizdeki enerjiyi harekete geçirin. Gerisi bakın nasıl da kolayca geliyor…
11. “Korku” ve “Keşke”lerimizden Kurtulma Yolları…
Yaşamı tıpkı bir geometri problemi gibi düşünün. Herkesin bakabildiği, ancak yalnızca formülü bilenlerin ve gerçekten görebilenlerin çözüme ulaşabildiği bir olgu.
En başta “kendimizin” ne kadar önemli olduğunun farkında olmalıyız…
Bize bahşedilen kısa ömrümüzü sonsuzmuş gibi harcadığımızı ve bazen başkalarını düşündüğümüzden daha az kendimizi düşündüğümüzü yaş ilerledikçe anlayabiliyoruz.
O andan sonra da her sohbette çokça kullandığımız “keşke”ler giriyor hayatımıza…
Aslında her birimiz bu dünyaya nötr olarak geliyoruz. Günler geçtikçe ve biz büyüdükçe, tüm korkular, kaygılar, endişeler ve egolar, yaşadıkça bizlere yükleniyor ve bizler de bunları ne yazık ki normalleştiriyoruz!..
Daha sonra bu duyguları, çevremiz ve yaşadıklarımızla pekiştiriyoruz. Hepimiz doğumdan gelen aydınlık ve olağanüstü pozitif enerjiyle yüklü olmamıza rağmen, zamanla bu saflığımızı kaybediyor ve giderek körleşip yaşam kalitemizi törpülüyoruz.
Eğer “farkında olmadan” yaşayıp gidiyorsak, bu gidişatı pozitife çevirmeksizin gelecek neslimize de “bildiklerimizi” aktarıyoruz ve böylelikle bu döngü hepimizin zehirlendiği bir hal alıp büyüyerek içinden çıkılmaz bir girdaba dönüşüyor.
İyi hissetmenin yolu, dilediğin an, dilediğiniz şekilde yaşayabilmekten geçiyor.
Hedonizmi felsefe edinenlerde olduğu gibi, herkesin “anı yaşayıp o anda kalma”nın teslimiyetini tatması gerekir. O lezzet bünyeye işlediğinde, ilk doz size hiçbir zaman yetmeyecek ve çok daha fazlasını isteyeceksiniz…
İşte Yol Aşkı da bu demek…
Blogun ismi de buradan hareketle koyuldu…
12. Özgürlük deyince…
Gerçek özgürlüğü ruhunda hissetmek, “yapmak istediğin şeyi yapmaktan değil; yapmak istemediklerini yapmamak”tan geçiyor.
Trajikomik olan ise, ne istediğinizi bilmenize rağmen uygulamaya geçmememiz!..
Bunun için birçok sebebiniz olmalı.
Ne yazık ki “Beklemek” ile kendimizi zehirleyip hayatımızın avuçlarımızdan akıp gitmesini izliyoruz. Okulun bitmesini/başlamasını beklemek; iş yoğunluğunu atlatmanızı beklemek; maddi durumu toparlamanızı beklemek ve daha bir çoğu…
Bu liste uzayıp gidiyor ve hayatı ertelemek için her türlü zemini hazırlıyorsunuz. Farkettiyseniz her şey “beklemek”le bitiyor… ve bizler hayatımızı bekleyerek geçiremeyiz…
13. Aldanmayın…
Kimse risk almadan, akışa teslim olmadan ve kontrolü bırakmadan cennetin bu dünyada da var olduğunu göremeyecek.
Oysa çok değerli zamanımızı aslında kendimiz çalıyoruz ve böylelikle bir ömrü beklemede geçiriyoruz. Bazılarımız “her şey doğru zamanda tezahür eder” felsefesindeyken, bir diğerimiz, o doğru zamanın harekete geçtiğimiz zaman olduğunun farkında olmayabiliyor.
Kutsal kitap Kur’an’daki İsra Suresi’nde bile “Biz sizin kaderinizi çabanıza bağlı kıldık” ayeti bile içimizdeki enerjiyi harekete geçirmemizi öneriyor. “Kader, gayreti sever…” Diğer sevdiğim sözlerden biri de “Zafer değil, sefer…” Her biri çabanın ve harekete geçmenin önemini anlatıyor. Kapı eşiğinden geçmenizle bir çok şeyi değiştirebileceksiniz.
Tıpkı susayan birinin su almaya yönelmesi, ısınmak isteyenin bir ısıtıcının başına gitmesi gibi, basitçe harekete geçmek gerekiyor sadece.
Yoksa içinizde kalmış keşkelerle gidiyor olursunuz sonsuzluğa… Bu da aslında yaşamın özündeki tadı alamayacağız anlamına geliyor.
Düşlediğiniz hayatın içinde değilseniz, gerçekten yaşadığınızı düşünüyor musunuz?..
14. Kırılma anlarına dikkat!..
Hayat dönem dönem, “sadece dilimizde olup da ertelediklerimizi yapmamız için” yüzümüze okkalı bir tokat yapıştırıyor. Bazen de bize anlatmak istediklerini yaşamamız için bizi güçlü bir şekilde sarsıyor…
Bu darbeler yeterince güçlü değilse bir sonrakinin gelişine kadar geçen süreyi kendi yaşam anlarımızdan yiyoruz. Aslında her birimiz arzularımızın farkındayız; esas sorun “kendimizin/potansiyelimizin farkında olmayışımız”.
Ertelenenlerin pişmanlıkları, biz yaşlandıkça çoğalan bir habis hücre haline dönüşüyor. Teşhisi hepimiz kolaylıkla koyabiliyoruz… Tedavi için ise çoğu kez sebepsiz yere bir dış etken/itici güç bekliyoruz.
Bile bile içine daldığınız bir kabusta olduğunuzu düşünüyorsanız, yapmanız gereken sadece “uyanmak!..”
Hemen önünüzde duran mucizelerle dolu yaşama ilk adımı atmak için sadece uyanın…
Uygun zaman, mekan ve durumların oluşmasını beklemeden, rahat hissetmek lüksünden kurtularak ve her şeyin “hallolmasını! beklemeden uyanın!..”
15. Tesadüf sandıklarımız…
Hayatta her şeyin bir sebebi olduğu aşikãr. Her bir karşılaşmada, yaşadığımız her iyi veya kötü olayda bize öğretiler ve yönlendirmeler var. Yaşama dair tüm tecrübelerimizi yap-boz parçaları gibi birleştirerek yeteri olgunluğa ulaşıyoruz.
Bu olgunluğa ulaşmak için zaman zaman dışarıdaki üçüncü göz olmaya ihtiyacımız var. İşte bulunduğumuz o noktaya başka bir gözden baktığımızda/bakabildiğimizde, aslında hayatın girdabına saplanmış patinaj çeken biri olduğumuzu görebiliyoruz.
Aklımızda tutmamız gereken her olayın bir diğerinin tetikçisi olduğu ve bize mesajlar içeren vesileler halinde ruhumuzda yansımalara yol açtığı….
Göz yummayın, kabullenmeyin ve harekete geçin!..
16. Rahat olun; kontrol sizde değil…
Tıpkı iş yaşamındaki delegasyon gibi özel hayatınızdaki işlerinizi de pas edin ve izleyin… Her şeyi yüklenerek, kontrolü elinizden bırakmadan en mükemmele ulaşmayı hedefliyorsunuz.
Örneğin kendinizi iyi hissettirecek bir tatile ihtiyacınız varsa, “En doğru zamanda yaparız… En iyi yerlere nasılsa gideriz… Mevsimi bir gelsin de… Ucuz bilet bulalım da… Biraz daha bekleyelim…” gibi ucu açık sebepler üretirken, iş hayatındaki sömürü dünyası için en kaliteli zamanlarınızı tükettiğinizin farkında bile olmuyorsunuz…
Bir çoğumuz “kontrolü elinde bulundurduğunu” sanarak huzur içinde başını yastığı koyduğunu düşünüyor. Ancak şunu iyi bilin ki “kontrol sizde değil”…
Şimdi sizi ne motive ediyorsa, yazının bu bölümünü okurken gözlerinizi kapatın ve kendinize sorun lütfen:
- Beni en çok mutlu eden, iyi hissettirecek şey ne?
- Kendimi mutlu etmek için en son ne yaptım?
- İstediklerimi yapmak için neyi bekliyorum?
- Kendimi iyi hissedeceğim şeyleri yapmıyorum ama bu durum hayatımı ertelememe değiyor mu?
- Zamanında yapmadığım şeyler bana şimdi neler hissettiriyor?
- “Keşke”lerimin önüne geçmek için ne yapmalıyım?
…ve bunlardan yola çıkarak kendinize sormanız gereken birçok soru daha vardır eminim…
17. Mutluluğun tabiatı…
Bugüne dek insanoğlunun yegane odak noktası “mutlu olmak”tı. Bundan sonra da böyle olacak.
İyi bir iş edinme, güzel şeyler almak için alışverişe çıkma, çocuk sahibi olma, iyi dost edinme, evlilik, güzel yemek yeme, iyi yerlerde yaşama, tatillere çıkma ve onlarcası…
Formül basit: Her ne yapıyorsak, yolun sonunda bizi mutlu edeceği için yapıyoruz.
Beyninize bu yapıyı programladığınızda, artık her şeyi mutluluğa odaklı yaşıyorsunuz.
Bunu denediğinizde pozitif çok şey kazanıyorsunuz…
…ve Sahne Sizin…
Şu an aklınıza ilk gelen şeyi gerçekleştirmek ve mutlu olmak için harekete geçme zamanı.
- Bu bir uçak bileti mi? Hemen rezervasyon yapın.
- Bir fotoğraf makinesi mi? İstediğinizi almak için hemen araştırmaya başlayın…
- Dilediğiniz bir yerde canınızın çektiği yemeği yemek mi? Hemen gidip yiyin!..
- Düşünmeden ve hızlıca sadece yapmayı deneyin… Harekete geçin!..
…ve direncinizi kırarak en zor kısmı atlattınız.
Japonya’dayken duyduğum ve çok hoşuma giden bir Japon atasözü vardı. “Kendinle o kadar çok ilgilen ki başkalarına ayıracak vaktin kalmasın.”
Düşünsenize başkalarına ayırdığınız vakti kendinize ayırdığınızı? Günlerimiz sayılı. Mutlu olmak adına kendimiz için bir şeyler yapmamız lazım.
Madem isteğimiz dışında geliyoruz bu hayata, bari isteğimiz içinde yaşayalım…
“Her canlı ölümü tadacaktır.” ne güzel hatırlatma aslında.
Kıssadan hisse; Doğmayı seçmemiş olabiliriz ama yeniden doğmak hepimizin seçimi olmalı.
Hatta şunu da ekleyeyim. Bazı mezarlıklarda yazdığı gibi; “Biz de gezerdik sizin gibi; siz de geleceksiniz bizim gibi…”
Dolayısıyla çok acil harekete geçmemiz lazım ve biliyoruz ki harekete geçmemek için milyonlarca sebep var. İşte bu konuda eğer sen sevdiğin işi yaparsan, bir gün bu bana ekmek kapısı olur diye düşünmeden hareket edersen hem motive hem de heyecanla hayata bağlanırsın ve başka yerde mutluluğu aramana da gerek kalmaz.
Unutmayalım: Mutlu son hepimiz için var. Yeter ki harekete geçmeyi bilelim. 🙂
Umarım bu yazı, geleceğinize dair pozitif yüklemeler sağlayabilir… ve umarım bir şekilde hayatınızın geri kalanını dilediğiniz gibi yaşamanıza katkısı olur.
Yorumları olan dostları bu sayfanın altına bekliyorum.
Hepinize sağlıklı ve bol seyahatli nefis bir gelecek diliyorum.
Sevgiyle…
Hakan DURSUN
Facebook Grubumuza Katılmak İçin Tıklayın
Instagram’da bizi takip etmek için Tıklayın
Yol Aşkı yeni rotaları için TIKLAYIN!
Yol Aşkı – Yol aşkı el kitabı – Yol Aşkı
Teşekkürler Zekiye Hanım. Sevgiler, selamlar…
Hakan bey merhaba ,green card başvurusu nasıl yaparım diye gezinirken rastladım sitenize ve sonuna kadar okudum sanki beni anlatmşsınız çok beğendim.takipteyim. tebrikler..
Çok teşekkürler Zekiye Hanım. Sağolun, varolun…
Merhaba,
Bu paylaşımları ve duygularımızı harekete geçiren yazınızı çok beğendim. Belki gördüğünüz bir video olabilir. AMA genede instagram adresinize göndereceğim Çinli bir insanın hikayesi…
Kalbinizde ve beyninizdekileri yaşamanız dileğiyle…
Güzel düşünceleriniz için çok teşekkürler. Seve seve…
15 yildir kendi basina seyahat eden bir bayanim.
Bu seyahatler oncesinde degisik bloklarin yazilarini okuyup bilgilenmeye calisiyorum. Sizin blogunuz la bir Meksika gezisi planlama hazirliginda iken tesadufen ve ilk kez tanistim.
Seyahetletiniz de edindiginiz bilgileri aktaris tarziniza ve
yazinizin duzenine hayran kaldim.
Ozellikke el kitabiniz da aktardiginiz hayata bakis aciniz icin
(ki ben bu noktaya gelebilmek icin 50 yasimi bekledim) sizi kutluyorum. Sizin yasinda yeni evli bir oglum var Istanbul da.
Bir gun kismet olursa sizinle sahsen tanisip bilgi almak isterim.
Tesekkuŕler, Tebrikler..
Teşekkürler ?
Farkındalıklarımızın farkına varmamız icin yola cikmayi aşılayan bi yazı,tebrikler ☺️??
Meraklarimizi gideren bir yazı olmuş teşekkürler 🙂
Ne güzel yazmışsınız,tşkler ?
Fazla söze gerek yok. Görünen köy olayı?
Resmen hayalimizi yaşıyorsunuz?
Takibe devam, Hastasıyız ?
Yazılarınızı okudukça size imreniyorum:) Hayatımda sayenizde yeni rotalar oluşturmayı başarıyorum. Teşekkürler…
Yurtdisina cikacak olursam kesinlikle rehberim siz olacaksiniz. Tavsiyeleriniz ve yazilariniz cok iyi. ✌?
Çok beğendim
Harika bir rehber olmuuuuuussss. Sizee bayiliyorummm. Icimdeki yol aşkı sizinle berabeeeerrr…. mutlu yollara ????
Faydalı olduğu kadar motivasyon arttırıcı olmuş:) Ellerinize sağlık
Guzel dusunceleriniz için teşekkürler ??
İnsan bu derece özgür hissedebilmeli kendini ve böyle güzel paylaşımlarda da bulunup cesaretlendirebilmeli..tebrikler bunu başardığınız için 🙂
Teşekkürler ??
Tek yorum:SUPER BIR YAZI OLMUS…Ellerinize ve emeginize saglik????????
Umarım bu motive edici herkesin okuma şansı olur, hayata dair isteklerimiz ve önceliklerimizle ilgili farkındalığımız artar.
Elinize ve emeğinize sağlık
…
Harika bir yazı harika bir rehber olmuş aslında “Nasıl mutlu olurum? ” sorusunun cevabını arayanlar bu yazıyı mutlaka okumalı. Hayatın stresinden uzaklaşmak, tertemiz, derin bir nefes almak için bu maddeleri gözden geçirmek lazım. Çok gıpta ettim size istanbul’da yaşayan biri olarak… Farklı yerler gezmek, değişik kültürler tanımak için ben de varım. ❤
Merhaba Bozcaada aşığı olarak yarışmanıza katıldım şuan Marmaris ‘deyim tatilde eylül gibi tekrar tatil yapıcaz.Umarım şanslı olurum verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkürler
Super??
Mutlu son hepimiz için var elbette Rabbimize dua ettikçe.. Beni çok motive ettiniz. Yazılarınızın devamını dilerim. Bir de aslında beyni zindan da olanlar var ya işte ben onlardanım. Kocaman dünya da hapsolmuşum. Kendimi özgür bırakıcam ?
Umarım en kısa zamanda hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz 🙂 Yol Aşkı her daim yanınızda olacak… Sevgiler…
Estağfrullah ne demek 🙂 Siz de iyi ki varsınız… Sevgiler.
Okuduktan sonra bana bir aydınlanma geldi ve çok hoşuma gitti anlattığınız şeyler.Bunları kendi hayatımda da sizi örnek alarak yapabilmek istiyorum.Sizin gibi insanlar var olduğu için şanslıyız ?
Evet yolaşkı ile internette tanıştığımdan öncesinde seyahat etmek, gezebilmek gibi bir düşüncem.yoktu.sevdim ben bu seyahatleri ve buralarda gösterilen fotoğraflara ve tasvir edilen yaşanılan duyguların ifadesini sevdimm.ve uzun zamandır gezmek seyahat edebilmek gibi düşün elerimde. Oluştu sayenizde.şimdi bunun hediyesi bana ne olur?kapodokya neden olmasın? Başlangıcında gene sizin vesilesiyle olabilir mi?sevgiler size yolaşkı
“Keşke”siz bir hayat diliyorum herkese…
keşke dememek için sevdiklerinle doyasıya gezmek için yola çıkmak lazım
İstediğimiz tam da bu! ;)))
Şu an evden çıkmaya karar verdim ?
Teşekkürler
Elinize sağlık kolay gelsin ☺
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar…
Bu yazınızı sonuna kadar keyifle ve umutla okudum.. Güzel şeylere vesile olmak çok anlamlı.. Yazılarınızı takip ediyor olacağım. Sevgiler..
teşekkür ederiz. sevgiler 🙂
teşekkür ederiz. 🙂 bol seyahatli günleriniz olsun
Harika ötesi olmuş, şimdiden heyecanlandım 🙂
Muthls bir mativasyon kaynagi olmus! Emeginize saglik ????
Teşekkür ederiz 🙂 sevgiler.
Bir arkadaşım sayesinde keşfettim sizi ve çok çok mutlu oldum, gezmeye ve özgürlüğe düşkün biri olarak. Umarım şans benden yana olur ve bir çekiliş kazanabilirim. Heyecanla ve merakla bekliyor olacağım paylaşımlarınızı
Sevgiyle kalın☺
Beğendiğinize sevindim 🙂 Yolunuz açık olsun…
Çünkü ben de içinizden biriyim 🙂 Herkesin kalbine dokunsun inşallah. Teşekkürler
Emeğinize sağlık ne kadar içimizden biri gibi yazmissiniz.
Son derece merakla ve ilgiyle okudum. Nasıl bir motivasyon örneği olduğunu anlatamam. Elinize, yüreğinize sağlık. Hayatımda çok fazla şeye ön ayak olacağını söyleyebilirim.
Selamlar Berna,
Öncelikle duygu yüklü yorumun için çok teşekkürler.
İnsan hayatında bi tip kırılma anları ve yaşadığı deneyimler, hayata yön veren temel taşları oluşturuyor.
Yaralar kapandıkça “Her şer bir hayır getiriyor” sözü bir kez daha doğruluğunu kanıtlıyor.
Seyahatin, hele ki tek başına çıkıldıysa, insanı özgürleştirici, iyileştirici ve olgunlaştırıcı etkisi olduğu bir gerçek.
Sen de yolunu, ruhunu dinleyerek güzelleştirmişsin ne mutlu…
Yazıyı beğendiğine sevindim.
Yolun her daim açık ve huzur dolu olsun.
Sevgiler.
Kendimi buldum desem…
Benim kırılma anim bir askti desem
Ve hatta daha da ileri gidip aşkın vefatı gibi bir şeyin sonucunda umutsuzluk desem…
Dönüm noktam oldu o zor günlerim. Gecelerde yastigimi islatmisligim çoktur. Gündüzleri de bazen kendimi kaybedip hıçkıra hıçkıra ağladım da bazen yalan değil. Ama bir arkadaşımın hayat hikayesi ve yol maceraları beni bu yola itti. Hiç düşünmeden ikinci yurtdışı seyahat biletimi aldim Portekiz’e. Ve tek başına. Ve hayatı yeniden yakalamaya. Döndüğümde zaten başka bir ben vardı. Ruhumun yaraları kapanmaya başlamıştı.
Ve ben bunun için yollara hep minnettarım.
Neyse çok fazla dramatize etmeyeyim yazının yorumunu.
Benlikti işte yazı anlatabildim mı bilemiyorum.
Bendendi her satır. Daha önce okusam nasıl etki ederdi bilemem elbette ama şu an kendim dolanıyorum o satırlarda. Hem de umutla. Sevgiler 🙂
Güzel düşünceleriniz ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Herkes içindeki ışığı ve potansiyeli bilerek ve hissederek hareket ederse, kendisine hediye edilen hayattan çok daha fazla verim alabilecek. Yazının 1 kişiye bile faydası olsa, benim için kâfi…
Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
Hakan
Merhaba, öncelikle elinize sağlık, ‘sıradan’ olmayan bir çizgi yakalamışsınız. Okurken kendime ‘Eğer bu fotoğraflı bir kitap olsaydı da okur muydum?’ Diye de sordum. Söylediklerinizin Amerika’yı yeniden keşfetmek olmadığını farkındayım ancak bunu ifade etme biçiminiz karşı tarafta ‘Ben de yaparım’ duygusu uyandırıyor. Umarım hayat ve kontrol ilüzyonlarını aşmada insanlara ışık tutarsınız. Kolay Gelsin
Rica ederim 🙂 Motivasyon yüklediyse ne mutlu… Sevgiler, selamlar.
Keyifle,ilgiyle ve merakla okudum.Bu umut dolu ,farkındalık yaratmak için yol gösteren,paylaşım için teşekkür ederim.
Agziniza sağlık. Ne güzel yazmışsınız… İnsan “keşke” demeden hayatı kendi imkanları doğrultusunda dilediği gibi yaşamalı…
Gezmek, her an doğup ölmek gibidir. Belki de yolcu, bu değişen ufuklarla insan yaşamı arasında bir kıyaslama yapıyordu. Hayatta birçok şey bizden kaçmaktadır… Gölge, aydınlığı kovalar. İnsan bakar, koşar durmak ister, el uzatır ama geçenleri yakalayamaz. Her olay, bir yol kavşağı gibidir. İnsan birden kendisini yaşlanmış bulur, her yer kararmıştır. Bizi sürükleyen hayatımızın kara atı birden durur ve peçeli, bilinmeyen birinin atının gölgelerde süzülerek uzaklaştığını dehşetle görürüz.
Ne de güzel söylemiş. Bunların hepsi “yarına kalma motivasyonu”… Seyahatler bizi yarına bırakıyor… Yaşama bağlıyor. Seyahat yoksa, hepimiz faturaları ödemek için çalışan ve her istediğimiz sadece ağzımızda/dilimizde olan birer bireyler haline geliyoruz. Ne istediğimizi, gerçekten ne istediğimizi 100% bilip uygulasak her şey daha pürüzsüz hale gelecek…
Insan kendisini hatırlayan son insan öldüğunde ölür dokunduğunuz yaşamlar hayatta bir şehi sizin sayenizde yapmaya başlayan insanlar artarak ilerlesin. Yüreğinize sağlik Buket Uzunerin dedigi gibi “gitmek heyecandır” Heyecanınız hic bitmesin ✌
Cok sevindim begendigine Buse… Umarım herkes bir gün tüm bağlarını çözüp özgürlüğüne kavuşur. Zir hayat çok ama çok kısa… Keşke”lerin olmadığı bir geçmişi olsun hepimizin. Sevgiler…
Neredeyse her gün sorguladığım ve yaşam tarzımı farklılaştırmak için elimden geleni yaptığım başlıklar… yazdığın her soruyu tekrar sordum kendime… farkındalık yaratmak önemlidir… ve ne güzel ki çevremde sizler gibi farkında insanlar var… keyifle kalın! 🙂
Teşekkürler, beğendiğinize sevindim. Kısa hayatımızda kendi mutluluklarımız için ne gerekiyorsa yapalım. Sevgilerle…
Emeginize saglik. Bastan sona keyifli ve bir o kadar icsel motivasyonu arttirici faydali bir paylasim olmus 🙂 Mutluluk insanin kendi secimidir, paylastikca artar. Bu yaziyi okuyan herkesin, secimlerini mutluluktan yana yapma cesareti bulmasi dilegiyle .. Devam yazilarinizi bekliyoruz 🙂